Dünya Güncelleme Tarihi: 10 May 2018 15:29

Panama Kanalı'na alternatif olacak Orta Amerika'nın kaderi değişecek

Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus arasında en kısa geçiş güzergâhlarından birisi olarak planlanan Nikaragua Kanal Projesi,  yaklaşık 50 milyar dolarlık bir yatırım ile gerçekleştirilmek isteniyor. Kanal, Panama Kanalı’na alternatif geçiş noktası sunarken kanalın tamamlanması halinde Orta Amerika ve çevresindeki bölgeye büyük bir değişim getirmesi bekleniyor. Dr. Hakan Arıdemir yazdı.

Panama Kanalı'na alternatif olacak Orta Amerika'nın kaderi değişecek

İşte Akademisyen Hakan Arıdemir'in o yazısı: 

Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus arasında en kısa geçiş güzergâhlarından birisi olarak planlanan Nikaragua Kanal projesi,  yaklaşık 50 milyar dolarlık bir yatırım ile gerçekleştirilmek istenmektedir. Kanal, Panama Kanalı’na alternatif geçiş noktasını oluşturmaktadır. Bu geçiş noktasında dünya ticaretinin % 5’ini Panama Kanalı oluştururken yeni kanalın inşaatından sonra bu dilimin azalması planlanmaktadır. Kanalın tamamlanması halinde Orta Amerika ve çevresindeki bölgeye büyük bir değişim getirmesi beklenmektedir.

Nikaragua Kanal Projesi, Hong Kong merkezli uluslararası altyapı geliştirme şirketi ile Çinli işadamları ve Hong Kong Nikaragua Kanalı Geliştirme Şirketi (HKDN) tarafından gerçekleştirilmek istenmektedir. Proje çok sayıda Çinli şirketten destek almaktadır. Bu amaçla Çinli girişimci Wang Jing tarafından kurulan HKDN Group ile Nikaragua Başkanı Daniel Ortega ile Haziran 2013’te kanalın inşasına dair sözleşme imzalanmıştır. Bu gelişmenin ardından kanalın inşasına Aralık 2014 tarihinde başlanmıştır, kanalın 2019 yılında bitirilmesi planlanmaktadır. Kanalın uzunluğu 278 km olarak planlanmıştır. Ayrıca 395 kilometrekare bir yapay göl yapılacaktır. Oluşturulacak yapay göl ile Nikaragua Gölü’nün seviyeleri aynı olacaktır.

Kanal Projesinin teknik, mühendislik ve ekolojik açılardan taşıdığı zorluklar üzerine yapılan tartışmalar bir yana bırakılırsa jeopolitik açıdan Nikaragua Kanalı, Panama Kanalı’na rakip olması bakımından Çin ile ABD hegemonyası arasında güç mücadelesinin bir yönünü yansıtmaktadır.

Çin’in onlarca yıllık Orta Amerika deneyiminin bir sonucu olarak Kanal Projesi, Amerika kıtasındaki ABD’nin üstünlüğüne açıkça bir meydan okuma olarak değerlendirilebilir. Ayrıca Proje sayesinde Çin’in, ABD’nin Afro-Avrasya coğrafyasındaki faaliyetleri karşısında bir dengeleme amacı taşıdığı söylenebilir. Çünkü ABD'nin Çin’in etrafındaki bölgelerde askeri üsleri olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Çin'in Orta Amerika'daki ekonomik varlığını ekonomik kaygıların ötesinde kurması, doğal olarak stratejik bir değer taşımaktadır. Bu amaçla Çin’in amaçları, çok kutuplu dünya teşkil ederek Latin Amerika’daki doğal kaynaklara ulaşmak, ticaret ortaklarını arttırmak ve bölgedeki ABD hegemonyasını kırarak etkin olmak olarak sayılabilir.

ABD’nin yüz yılda geliştirdiği bankacılık sistemini son 20 yılda geliştiren, askeri açıdan çok hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşayan Çin’in gerçekleştirdiği ekonomik gelişim büyük oranda ihracata bağlı olmaktadır ve deniz ticaretinden aldığı pay her geçen gün artmaktadır. Bu sebeple Nikaragua Kanalı’nın Atlantik-Pasifik ticareti için daha hızlı sefer süresi ve daha düşük maliyet olanağı yaratması Çin’in çıkarlarıyla örtüşmektedir. Söz konusu kanal, Çin sanayisi için başta Venezüella (petrol ve doğalgaz) ve Brezilya (demir cevheri) gibi bölgesel kaynak sağlayıcılar olmak üzere Latin Amerika ülkeleriyle ticareti kolaylaştırmaya ve ucuzlatmaya yardımcı olacaktır.

ABD ile Çin arasında olası bir anlaşmazlıkta Çin’in ticaret gemilerinin Panama Kanalı’nı kullanamaması Çin’indeniz ticaretine büyük zarar verecektir, planlanan kanal ile bu yöndeki ekonomik durumun olumsuz etkilenmesinin önündeki engeller kaldırılacaktır.

ABD’nin kanal projesi karşısındaki tutumunu değerlendirdiğimizde, yakın coğrafyasında her geçen gün artan Çin etkisini doğal olarak olumlu karşılamayacaktır. Bu amaçla ABD Afro-Avrasya coğrafyasındaki konumunu yeniden gözden geçirecek ve ilgisini Amerika kıtasına yönlendirecektir. Bu yönelim tam olarak Monroe doktrinine geri dönüş olarak değerlendirilmese de Latin Amerika özelinde yeni stratejiler üretilecektir.

Kanal Çin’in ticari çıkarlarını koruma bahanesiyle Çin askeri gemilerini bölgeye çekebilir. Bu durumda ABD’nin de askeri bazı tedbirler alması gerekebilir.  Bu durum ABD’nin Afro-Avrasya coğrafyasındaki bazı askeri faaliyetlerinin azalacağı fakat Amerika kıtasındaki faaliyetlerinin artacağı sonucunu doğurabilir. 

YAZININ LİNKİ

Ekleme Tarihi: 10 May 2018 15:29