Güncel Güncelleme Tarihi: 24 Şub 2018 02:31

Mor Çatı'dan kamuya "ezberleri tekrarlıyor" eleştirisi

Kadına şiddet ve çocuk istismarı haberlerinin arttığı son dönemde "cinselliğin yeniden suç kapsamına alınması" tartışmalarına değinen Mor Çatı kamunun sorunlarını görmek ve bunları ortadan kaldırmak yerine en kolay yolu seçerek çözümden uzak ezberleri tekrarladığını öne sürdü.

Mor Çatı'dan kamuya

İşte Mor Çatı'nın gündemdeki taciz, şiddet, istismar ve zina konusundaki açıklaması

Bugüne kadar kadın hareketinin cinsel suçlarla mücadeleye dair etkili politika geliştirme önerilerine sırt çeviren kamu otoriteleri, ne zaman toplumu rahatsız eden bir cinsel şiddet, çocuk istismarı olayı basına yansısa, uygulama sorunlarını görmek ve bunları ortadan kaldırmak yerine en kolay yolu seçerek çözümden uzak ezberleri tekrarlıyor.

Bakanlıkların cebinden çıkan hazır basın açıklamaları hadım, en ağır ceza ve idam gibi insan haklarını yok sayan söylemlerden ibaret oluyor. Bu kez bunlara ek olarak cinsel istismar ile “zina” hakkında düzenleme yapılacağı söylenerek cinsel suç ile evlilik bağı olmayan kişiler arasındaki rızaya dayalı cinsellik aynı kefeye konuluyor. Acil önlem almanın yolu konuyu bu şekilde bulandırmaktan değil, öncelikle kadınlar ve çocukları merkeze alan bir sistem kurmaktan ve adalete erişimleri önündeki mevcut engelleri kaldırmaktan geçer.

Cinsel istismar örtbas ediliyor

Cinsel saldırı ve istismar suçları soruşturma, kovuşturma ve cezalandırma açısından en özensiz yürütülen, kadın ve çocukların adli süreçlerde ikincil haksızlıklara tekrar tekrar maruz kaldıkları bir suç tipidir.

Cinsel suçlar çoğunlukla yargı aşamasına gelmeden örtbas ediliyor. Şikayet edildiğinde, polis, savcı, mahkeme şikayetleri ciddiye almıyor, başvuruda bulunan kadına ve çocuğa ön yargılı bir yaklaşım sergiliyor, delil toplamıyor ve faili tutuklama tedbirini uygulamıyor. Çocuğun beyanı şüpheyle karşılanıyor, çocuk onu korumakla yükümlü olan aile, resmi kişi ve kurumlarca beyanından caydırılıyor. Delillerin açığa çıkmaması ve bunun sonucu olarak cezasızlık yeni cinsel suçları da teşvik edici bir mekanizmaya dönüşüyor.

Bu sorunlar yerine ceza artırımının konuşulmasıysa meselenin esasen ciddiye alınmadığını, fazlasıyla kamuoyu tepkisi toplayan bir konudan başka gündemler için faydalanıldığını gösteriyor.

Başvuru merkezi yok

Cinsel suçlarla mücadele, etkili politikaları fiilen hayata geçirmek ile mümkün olur. İstanbul Sözleşmesi’ne ilk taraf ülke olan Türkiye, Sözleşme uyarınca açılması gereken cinsel şiddet kriz merkezilerinin kurulması için hala tek bir adım atmadı. Kadınların ve çocukların şiddete maruz kaldıklarında başvuracakları merkezler hala yaygın ve erişilebilir değil, ALO 183 telefon hattı, şiddet hattı olarak değil, sosyal yardım hattı olarak çalışıyor. Çocuğun istismara maruz kaldığını fark edip desteklemek isteyen ebeveynini, okulda durumu fark eden öğretmeni, sağlık kurumunda istismarı tespit eden sağlık çalışanını destekleyecek mekanizmalar yok. Mevcut mekanizmaların işleyişi ise şikayetlerin “başımıza iş açılmasın” diye örtbas edilmesi üzerinden işliyor.

Hadım cinsel suçun cezasız kalmasıdır

Hadım ve benzeri uygulamalar 1980’lerden beri tartışma konusu yapılmış, çeşitli tedavi yöntemleri adı altında uygulamalar hayata geçmiştir. Bu uygulamaların hiçbiri başarılı olmamış aksine olumsuz etkileri olmuştur.

Cinsel şiddet, çocukların cinsel istismarı, ne cinsel dürtülerin kontrol edilememesi sonucu oluşur ne de tedavi edilerek iyileştirilecek bir hastalıktır. Cinsel şiddet olayları “bazı kötü adamların” gerçekleştirdiği münferit olaylar da değildir. Basında görünür olduğu için duyulan ya da dört duvar arasında kaldığı için asla duyulmayan bu suçlar, çoğunlukla çocuğun/kadının tanıdığı ve yakını olan failler tarafından kasten, tasarlanarak işlenir. Cinsel suçlarla tedavi edilecek hastalıklar gibi mücadele etmeye çalışmak, faillerin cezai sorumluluğunu, devletin de cinsel saldırıyı önleme yükümlülüğünü ortadan kaldırmak demektir.

Rızaya dayalı cinsellik suç değildir, gündem değiştirmeyin

Cinsel suç, tecavüz, cinsel saldırı, çocukların cinsel istismarı gibi rızaya dayalı olmayan, kişilerin cinsel dokunulmazlığını tehdit eden suçlardır. Bir cinsel davranışın suç teşkil edip etmemesi rızanın olup olmamasına göre belirlenir. Rızaya dayalı cinsellik suç olarak kabul edilemez.

Ciddi suç eylemleri ile iki yetişkinin rızaya dayalı cinsel ilişkisinin “zina” kavramı üzerinden bir arada konuşulması, devletin cinsel suçları normalleştirme ve görmezden gelme çabasının bir ürünüdür; en hafif ifadeyle konuyu ve cinsel suçlara maruz bırakılanları açıkça istismar eden bir tartışmadır.

Evlilik dışı cinselliği yasa dışı ilan etmek kadınlara karşı ayrımcılığı besler

Birleşmiş Milletler nezdinde, hukuksal alanda kadınlara yönelik ayrımcılık konusunda kurulan çalışma komisyonu 2012’de devletlere evlilik dışı cinsel ilişkiyi suç olmaktan çıkarması konusunda çağrıda bulundu. Evlilik dışı cinsel ilişkinin suç olması kadınlara karşı ayrımcılık ve tehdit olarak uygulama alanı buluyor. Yapılan araştırmalar, “zina”nın suç olduğu ülkelerde ağırlıklı olarak kadınların cinsel ilişkileri nedeniyle soruşturmaya ve davalara maruz kaldığını, cezalandırıldığını ortaya koyuyor. Kadınların kendi bedeni ve cinselliğine ilişkin söz söyleme hakkına saldırıların olduğu toplumlarda bu düzenlemenin kadınlara yönelik şiddeti arttıracağı açıkça öngörülebilir.

Etkili politikaları hayata geçirin

Cinsel saldırıların ve çocuğun cinsel istismarının önlenmesi için şiddete maruz kalanların ikincil haksızlıklarla karşılaşmayacağı bir sistem oluşturulması, mevcut yasaların uygulanması ve özellikli sosyal hizmet sunan merkezlerin hemen oluşturulması gerekir. Cinsel istismara karşı koruyucu-önleyici kapsamlı cinsel sağlık ve cinsiyet eşitliği eğitiminin başta tüm çocuklar olmak üzere herkes için erişilebilir hale gelmesi ise en acil önlemlerdendir.

Bakanlıkların, cinsel şiddete maruz kalan çocuklar ve yetişkinlerin ses çıkarabileceği ve mevcut kanunların uygulanmasını sağlayacak koşulları yaratmasını talep ediyoruz.

Ekleme Tarihi: 24 Şub 2018 02:31