Kültür Sanat Güncelleme Tarihi: 12 Kas 2017 09:23

Van Gölü'nde Urartular dönemine ait 3 bin yıllık kale bulundu

Van Gölü'nün sırlarını ortaya çıkarmak için çalışmalarına devam eden akademisyen dalgıçlar, gölün dibinde Urartular döneminden kalma 3 bin yıllık kale kalıntısı buldu.

Van Gölü'nde Urartular dönemine ait 3 bin yıllık kale bulundu

Türkiye'nin en büyük gölü olan Van Gölü'nün sırlarını ortaya çıkarmak için çalışmalar devam ediyor. Daha önce hummalı çalışma ile boyları 10 metreyi aşan 'Su altı peribacaları' diye bilinen dikitler olan mikrobiyalitler (Kayaç benzeri yapılar) tespit edilirken, Van Gölü'nde Urartular dönemine ait 3 bin yıllık kale görüntülendi.

AKADEMİSYEN ORDUSU ÇALIŞIYOR

Bitlis'in  Adilcevaz İlçesi'ne gelen Sualtı Görüntüleme Yönetmeni  Tahsin Ceylanve beraberindeki  Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi öğretim görevlisi Yard.Doç.Dr.  Mustafa Akkuş, Dalış Eğitmeni ve Federasyon Yönetim Kurulu Üyesi  Murat Kulakaç ve dalgıç Cumali Birol,  Van Gölü'ne dalış yaparak Urartular dönemine ait 3 bin yıllık kaleyi görüntüledi. Yapılan çalışmaları  Adilcevaz Kaymakamı  Arif Karaman da izledi.  Adilcevaz Kaymakamı  Arif Karaman, yapılan çalışmaların önemli olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:

"TARİHİMİZ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"

"İlçemizde bulunan tarihi Urartu Kalesi'nin su altında kalan kısmı gün yüzüne çıkarıldı. Bu yaklaşık 3 bin yıllık bir kaledir. Yapılan bu çalışma ilçemizin tarihi açısından önemli bir çalışmadır. Bu tarihin gün yüzüne çıkarılmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."

VAN GÖLÜ SIRLARINA YENİSİ EKLENDİ

Sualtı Görüntüleme Yönetmeni  Tahsin Ceylan ise,  Van Gölü 600 bin yıllık bir tarihe sahip olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:

" Van Gölü'nün etrafından birçok uygarlık ve toplumlar yaşamıştır. Bu toplumlar  Van Gölü'nü yukarı deniz olarak isimlendirmiş ve  Van Gölü'nün kalbinde birçok gizemi barındırdığına inanmıştır. Bizler de bu noktadan hareketle  Van Gölü'nün yani yukarı denizin kalbindeki sırları açığa çıkarmak için çalışmalar yapmaktayız. Bildiğiniz gibi  Van Gölü'nde yaklaşık 10 yıla yakın yaptığımız çalışmalar ile İnci Kefali, Mikrobiyalitler ya da  Van Gölü Mercanları ve Rus Batığının su altı görüntülerini çekerek bütün dünyaya duyurduk. Bugün burada  Van Gölü'nün suları altında kalmış bir kaleyi keşfetmekle  Van Gölü'ne ait sırlardan birisini daha açığa çıkarmanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bizde bu tarihi parça parça araştırıp üstüne gidiyoruz.  Van Gölü'nde bulunan bu kalenin yanı sıra daha önce tespit edilen mikrobiyalitlerin bölgenin ekonomisine ve turizmine önemli katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Su altında bu kaleye rastlamamız mucizevi bir olay. Bu kalenin tarihi hakkında arkeologlar gelip araştırma yapacak ve buranın tarihi hakkında da önemli bilgiler edinmiş olacağız. Kaledeki surun taş yapısı daha çok Urartular döneminde kullanılan kesme taşlardır. Bu nedenle bu kalenin bir Urartu kalesi olması daha ağır basıyor. Burada bulunan kalenin surları çok geniş bir alanı kaplamaktadır.  Van Gölü suyu sodalı bir su olması dolayısıyla kalenin yapılarında bir bozulma söz konusu değildir. Bu nedenle kale yıllardır suyun altında tahrip olmadan ilk günkü gibi özelliğini korumaktadır.  Adilcevazkaymakamımız  Arif Karaman'ın daveti üzerine yapmış olduğumuz dalış ile  Van Gölü'nün suları altındaki kalenin yerini kesin olarak belirleyerek su altı görüntülerini çektik. Elde ettiğimiz bulgular ile bir yıla yakın süren araştırmalarımız ileri bir boyuta taşınmış oldu. Bu aşamadan sonra arkeolog ve tarihçilere yeni bir araştırma alanı açtığımıza inanıyoruz.  Van Gölü sırları ile bizleri büyülemeye devam ediyor. Gölün derinliklerine indikçe bir anlamda tarihe bir yolculuk yapmış oluyoruz. Su altında bir kaleyi görüntülemek ve tarihin parmak izlerine dokunabilmek muhteşem bir duygu. Kalenin yanı sıra etrafındaki yer alan mikrobiyalitleride görüntüledik. Bu manzaralar insanı büyüleyen  Van Gölü'nün adeta sıralarının bir araya geldiği muhteşem manzaralar. Dilerim bu kayıtlar bölgenin daha fazla tanınması ve daha fazla dalış severin bölgeye gelmesine neden olur."

KALENİN KORUNMASI ÖNEMLİ

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr.  Mustafa Akkuş ise, tespit edilen bu yapıların bölge ekonomisine önemli katkı sağlayacağını belirterek şöyle konuştu:

"Burada yapılan keşif ile  Van Gölü'nün önemli sırlarından birsini daha açığa çıkartmış bulunuyoruz.  Adilcevaz Kaymakamlığı ile koordineli olarak yapmış olduğumuz bu çalışmalarımız ile öncelikli amacı su altında bulunan bu kalenin korunmasıdır.  Van Gölü 600 bin yıllık bir geçmişe sahip.  Van Gölü'nün çekilmesiyle birlikte, göl etrafında yaşayan uygarlıklar zamanla buralarda yerleşim yerleri kurmuş ve göl tekrardan yükseldiğinde ise insanlar tekrar geri çekilmiştir. Fakat insanların yapmış olduğu yapılar buralarda suyun altında mevcut kalmışlardır. Buradaki bu yapıların korunması gerekmektedir. Çünkü ülkemizdeki tarihi kaleleri gördüğümüz zaman buraların tahrip edildiğini görmekteyiz. Ancak buradaki göl, suyun altında kalan kaleye tahrip vermeden koruyucu görevi üstlenerek bu zamana kadar saklamıştır. Yapmış olduğumu çalışmalar neticesinde  Van Gölü'ne ait birçok gizemli yapıyı ortaya çıkarttık. Bunların yeterince tanıtımını yapabilirsek  Van Gölü etrafında onlarca dalış okulu açılacak ve bu nedenle binlerce insan dalış yapmak için buralara gelerek bu güzellikleri yerinde görebileceklerdir. İşte bu güzellikler bölgede bir eko turizm sektörünün doğmasını sağlayacaktır. Buda bölgede ekonomik açıdan bir canlılığa sebep olacaktır. Arkeologların da burada yapacağı çalışmalar sayesinde inanıyorum ki bu kale ile ilgili bizleri heyecanlandıracak ve bizi hayrete düşürebilecek daha çok bilgilere ulaşacağız. Bu sayede bu kalenin cazibesi her geçen gün artacak. Bu kalenin göl kenarında bulunması hem de dünyada bulunan en büyük mikrobiyalitler ile çevrili olması sayesinde buraya dalacak olanlar iki muhteşem güzelliği bir arada görebilme imkanına ulaşabilecek."

Ekleme Tarihi: 12 Kas 2017 09:23