Politika Güncelleme Tarihi: 9 Oca 2018 11:41

Devlet Bahçeli: AK Parti ile ittifak 2019'dan sonra da sürecek

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2019 cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceklerini yineleyerek, "2019'dan sonraki 5 yıl boyunca da yeni sistemin kalıcı hale gelmesi için ittifakın gereğini gönül huzuruyla yapacağız" dedi.

Devlet Bahçeli: AK Parti ile ittifak 2019'dan sonra da sürecek

Var olan dünya gerçeğinin bir nevi Ortaçağ karanlığı olduğunu vurgulayan Bahçeli, gelecek adına karamsar olduklarını ifade etti.

MHP lideri Devlet Bahçeli, tüm dünyanın derin bir istikrarsızlık sarmalına hapsolduğunu belirterek, gelecek adına karamsar olduklarını söyledi. Bahçeli,  “İlker dürtülerin öne çıkmasın demokrasiye zarar vermektedir” dedi. Bahçeli, cumhurbaşkanlığı sisteminin tam olarak yerleşmesi için 2019’dan sonraki 5 yıllık süreçte de ittifaka uygun davranacaklarını ve üzerlerine düşen görevleri yerine getireceklerini belirterek, “Cumhurbaşkanlığı sisteminden geriye dönüş yoktur. Bu yol kapalıdır. Hz. Nuh’un cep telefonu ne kadar hayalse, bu sistemden geriye dönüş de o kadar imkânsızdır” ifadesini kullandı.
Bahçeli’nin konuşmasında en çok alkışı da bu sözlerinin alması dikkat çekti.

Bahçeli, MHP TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

TÜM DÜNYA İSTİKRARSIZLIK SARMALINDA: Küresel emperyalizmin siyasi ve ekonomik operasyonları silah gibi kullanılmaktadır. Ülkeler arası hizip ve husumetler kamçılanmaktadır. Tüm dünya kendi içinde, kendine özgü derin bir istikrarsızlık sarmalına hapsolmuştur. Gelecek adına karamsarız. İlker dürtülerin öne çıkmasın demokrasiye zarar vermektedir. Güçlünün haklı, haklının güçsüz olduğu bir insanlık tablosu karşımızdadır. Bu ağır tablonun kabarık faturası ise masumların önüne konulmaktadır.

NÜKLEERDEKİ TIRMANIŞ KORKU VERİCİ: Nükleer silahlanmadaki korku verici tırmanış insani endişeyi haklı olarak tırmandırmaktadır. Her düzeyde akıl tutulması, kafa karışıklı belirginleşmiştir. Var olan dünya gerçeği bir nevi Ortaçağ karanlığıdır. Çıkış yolu bulunamazsa dünyanın hiçbir ülke ve coğrafyası güvenli olamayacaktır. 20. yüzyılın fahiş yanlışlarını tekrar etmek olsa olsa akılsızlık, körlük ve su katılmamış cahillik olacaktır.

IŞİD’İ KİMLERİN KURDUĞU BELLİ: Terörizm desteklenmiş, korumaya alınmıştır. IŞİD’i kimlerin kurduğu, kimlerin sevk ve idare ettiği bellidir. Bir terör örgütünün bir başka terör örgütü ile denetlenmesi hesaplanmış, sahada icra edilmiştir. Haçlı hevesleri ülkemizin çevresinde dolaşmış tarihi miraslara kastetmiştir. Suriye’de oynanan oyunlar kıyıya vurmuş, karanlık senaryolar netleşmiştir. Terör örgütlerini kışkırtanlar İslam’a hasımdır.

KUDÜS KIVILCIMI BÖLGEYİ MAHVEDER: ABD’nin Kudüs komplosu Türk ve İslam dünyasına meydana okumakla eş anlamlı bir provokasyondur. 6 Aralık 2017 tarihli açıklamamda Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma arayışının zaman ayarlı bomba olduğunu söylemiştim. Sakat karar kuşku yok ki skandal ötesi hezeyandır. Kudüs’ün tarihi statüsüne göz dikilmiştir. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) olağanüstü İstanbul zirvesinde, BM Genel Kurulu’nda 128 ülke iradesi ile reddedilen ABD’nin Kudüs dayatması yeni bir haçlı seferidir. Kudüs önemlidir, çünkü gerilim düşmezse, dayatmalar sürerse bir kıvılcım bölgemizi mahvedecek, yankı ve yansımaları tüm dünyaya yayılacaktır.

AYAKLARINIZI DENK ALIN: Geçtiğimiz aralık ayı içinde BAE Dışişleri Bakanı hepimizi infiale sürükleyen bir paylaşım yapmıştır. Fahreddin Paşa’yı hırsızlıkla suçlayarak iğrenç bir bühtanda bulunmuştur. En nazik ifade ile alçaklık ve ahlaksızlıktır.Bir hırsız varsa, hain aranıyorsa, Osmanlı’ya ihanet eden bir avuç Haçlı kalıntısından başkası olamayacaktır. Türk düşmanlarının gözüne girmek için cambazlık yapanları biliyoruz, ayaklarını denk almaları hususunda da uyarıyoruz.

BARZANİ HAYALLERİNDE BOĞULDU: 2017’nin en önemli gündem başlıklarından birisi de Kerkük olmuştur. Barzani 25 Eylül referandumu ile hayatının hatasını yapmış, çocukluk hayallerinde boğulmuş gitmiştir. Türkmeneli’nin ve Kerkük’ün milli haysiyeti şimdilik güvenlik altına alınmıştır. Bir hafta önce Irak Türkmen Cephesi Bölge Sorumlusu Salihi suikast sonucu şehit edilmiştir. Gün ola harman ola, o gün hele bir gele. Gözyaşları dinecek feryatlar bıçak gibi kesilecektir.

İTHAM SİLAHINI ÇEKTİLER: 2017’de terör örgütleri ile üzerimize geldiler. Tarihi hesaplarını görmek istediler. Satılık kalemleri, kiralık köşe yazarlarını, yarım aydınları, sahtekar televizyoncuları kullandılar. İftira attılar, itham silahını çektiler. Kah özgürlük ve insan hakları maskesi ile, potansiyel Türk düşmanı vasıfları ile kalemizi çökertmeye kalkıştılar. Başardılar mı? Elbette hayır.

İRAN’DA ARAP BAHARININ DEVAMI KURGULANDI: 28 Aralık’ta İran’da başlayan olaylar dikkatleri bu ülkeye çevirmiştir. Ekonomik sorun ve şikayetlerle başlayan protestolar birden bire rejim eleştirilerine kıvrılmıştır. ABD ve İsrail açıktan bazı bölge ülkeleri de kapalı devre toplumsal infiali desteklemiştir. İran’da her ne yaşandı ve yaşanıyorsa öncelikle bu ülkenin iç sorunudur. Türkiye’ye düşen İran’ın toprak bütünlüğünü tartışmasız desteklemesidir. Demokratik iyi niyetli beklentilere şüphesiz kulak verilmelidir. Ancak İran’ı karıştırmak isteyen eller, Kuzey Afrika ve Ortadoğu’yu kana bulayan Arap Baharı’nın devamını kurgulamışlardır.

İSTİLA DENEMESİ YAPTILAR: Dönem dönem Türkiye’yi de yoklayan zalimler, Gezi Parkı’ndan Kobani olaylarına, hendek teşebbüsünden 15 Temmuz’a kadar son 5 yıldır her türlü ihaneti denemişlerdir. Adalet yürüyüşleri de boşuna icra edilmemiştir. Enjekte edilen zehir Irak ve Suriye’de tuttu ancak Türk milleti kahramanca bir mücadele göstererek her oyunu bozdu. Dönem dönem Türkiye’yi de yoklayan zalimler, Gezi Parkı’ndan Kobani olaylarına, hendek teşebbüsünden 15 Temmuz’a kadar son 5 yıldır her türlü ihaneti denemişlerdir. Adalet yürüyüşleri de boşuna icra edilmemiştir. Enjekte edilen zehir Irak ve Suriye’de tuttu ancak Türk milleti kahramanca bir mücadele göstererek her oyunu bozdu. İstila denemesi yaptılar.

ABD SİYASİ MAHKEME KURDU: Arap Baharı aşama aşama Anadolu’ya gelecek Türk milletini yıkacaktı. Bunu başaramayan Türkiye düşmanları bu kez de ABD’de siyasi bir mahkeme kurarak İranlı şarlatanı tanık mertebesine çıkartarak şanslarını denemek istediler. Önyargılı jüri geçen hafta kararını açıkladı, son söz güdümlü hakime kaldı. ABD kumpası Türkiye’ye sökmez. Mahkemenin hükmü bu aziz millete geçmez, geçmeyecektir. Karşımızda Türkiye’nin siyasi, ekonomik cendereye alınmak istenmesi görünmektedir. Alayınız gelseniz de bir milim geri adım atan sizler gibi, sizlerin maşaları gibi namert kere namert olsun.

İTTİFAK 2019’DAN SONRA DA SÜRECEK: 2017’nin en mühim gelişmesi hükümeti sisteminde yapılan değişikliktir. 2018 yılı yeni sisteminin istikrarlı bir şekilde gelişmesi için önemli bir dönemeçtir. AK Parti ve MHP Cumhurbaşkanlığı Hükümeti Sistemi’nin hazırlığından oylanmasına kadar başarılı bir süreci işletmiştir. 11 Ekim 2016’daki grup toplantımızda da görüşlerimizi açıklamıştım. Bu destek ve katkımız 2019’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinde de mutlaka devam edecektir. 2019’dan sonraki 5 yıl boyunca da yeni sistemin kalıcı hale gelmesi için süreç birliğinin, ahlaki ittifakın gereğini gönül huzuru ile yapacağız. Bu şartlar altında dün de belirttiğim üzere partimiz 2019’da Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayacaktır.

GERİYE DÖNÜŞ YOK: 2018’deki yasal düzenlemelerin süratle hayata geçirilmesi ise bir başka gündem maddesidir. Biz Türk’üz doğruyuz, verdiğimiz sözü sonuna kadar tutarız. Hükümet sisteminde geriye dönüş yoktur. Çalıyı tepesinden sürümek ahmaklıktır. Hz. Nuh’un cep telefonu kullanması kadar hayal mahsulüdür. Yaptıkları baraj tutmaz, söyledikleri sözü kimse yutmaz.

NE GÜL’ÜN HARCI, NE DE GANDİCİLİĞE ÖZENEN KILIÇDAROĞLU’NUN…: (CHP’li Özel’in ‘patron çıldırdı’ eleştirisine yanıt) CHP’yi yanına aldığı İP, HDP, EMEP, FETÖ ve PKK ile diğer yedekleri de hiç kafaya takmayız. Bir millet ne diyor ona bakarız. MHP’nin kapısına tasfiye sürecinde ibaresi asıldığını onursuzca söyleyenler, patron çıldırdı, kapatıyoruz sözlerini ile irademizi saptıranlar uçurumların en derinine çıldıra çıldıra düşmüşlerdir. Yeni hükümet sistemi üzerinde ameliyat yapmak isteyenleri uyarıyorum ki birbirinin kayığına binip sefere çıkanların haddi değildir. 696 sayılı KHK’nın 121. maddesini muğlak bularak muradını deşifre eden ne sayın Gül’ün harcı ne de Gandiliğe özenen Kandil’e tutunan sayın Kılıçdaroğlu’nun harcıdır. Yeni sistem sadece ve sadece Türk milletinin harcıdır.

Ekleme Tarihi: 9 Oca 2018 11:41