Ekonomi Güncelleme Tarihi: 18 May 2017 22:22

Erdoğan TÜSİAD YİK'te konuştu: Masada olmayan menüde olur

Cumhurbaşkanı Erdoğan TÜSİAD YİK toplantısında özel sektörden özveri istedi. İstihdam seferberliğinde söz verenleri valilerden tek tek soracağını belirtti. Pazara rağmen yerli otomobil konusunda isteksiz olan TÜSİAD'a sitem eden Erdoğan, Ortadoğu konusunda masada olmayanın menüde olacağını söyledi ve operasyonlar için Türkiye'nin kimseyi dinlemeyeceğini ifade etti.. Erdoğan en son Eylül 2014'te TÜSİAD YİK toplantısına katılmıştı.

Erdoğan TÜSİAD YİK'te konuştu: Masada olmayan menüde olur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısına katıldı. Toplantının yapıldığı Sabancı Center içinde ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Sabancı Center'a çıkan Güneş Sokak trafiğe kapatıldı. Sokağa girenlerin üzeri arandı. Sabancı Center'ın içerisine Cumhurbaşkanlığı araçları dışında araç alınmadı. Dış kapı girişinde arama yapıldı. Ayrıca toplantının yapıldığı salonun girişinde de arama noktası kuruldu. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ankara'dan doğruca TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısına geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sabancı Center girişinde TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik, Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan tarafından kapıda karşılandı.

Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan ve TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik'in yaptıkları konuşmaların ardından kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan önemli mesajlar verdi.

Erdoğan’ın konuşmasından önce çıkanlar şöyle: 

Geçtiğimiz 14 yılda ülkeyi 3 kat büyüterek başarılı bir performans ortaya koyduğumuza inanıyorum. Türkiye 3 kat büyümüşse buradaki işadamlarımızın pekçoğunun işleri 5 kat 10 kat büyümüştür. Özel sektörün lokomotifliğini çok önemsiyoruz. 2023 hedeflerine sizler ve tüm girişimcilerimizin katkılarıyla ulaşacağız. Özel sektörümüzün önünü açabildiğimiz kadar açıyoruz. Özel sektörün de herşeyini borçlu olduğu milletine ve devletine katkı sunacağını ümit ediyorum. 3 Kasım 2002 tarihi iş dünyamız için bir milattır. AK Parti iki kavramla ifade edilmiştir: İstikrar ve güven. Türkiye bunlardan uzaklaştığı ölçüde sıkıntıya düşmüştür.

Ben "Bu kriz teğet geçer" dediğimde birileri kendi akıllarınca dalga geçmişti. Nitekim dediğim gibi oldu. 2008 küresel ekonomik krizine direnen Türkiye, 2013'den itibaren başlayan bir dizi saldırı karşısında çok ciddi mücadele yürütmek zorunda kaldı. 35 yıldır bir terör mücadelesiyle içeride daha sonra ilave dışarıda Suriye'deki savaşın bize yansımasıyla terörle ayrı mücadele etmek zorunda kalmıştır. Kimse bana Gezi olaylarının amacının Taksim'deki 3-5 ağaç olduğunu söyleyemez. Kimse bana 17-25 Aralık'ın adaleti sağlamak, hukuku sağlamak olduğunu söyleyemez. Kimse bana çukur eylemlerinin masum amaçlar taşıdığını söyleyemez.

"TÜRKİYE'DE AYDINLIK GELECEK VAR"

15 Temmuz'un bu ülkeyi işgale ve milleti esir almaya yönelik bir kalkışma olmadığını öne süren varsa onun aklından şüphe ederim. 16 Nisan halk oylamasında işlerin nasıl şirazesinden çıkarılmaya çalışıldığını hep birlikte yaşadık, gördük. Başka ülkelerin sırtlanamayacağı Türkiye'nin bir parça yorgunluk alameti göstermesini normal karşılamak gerekir. Şundan emin olunuz, en kötüsü geride kaldı. Saldırıya rağmen ayakları üzerinde duran Türkiye'de inşallah aydınlık bir gelecek vardır.

Artık Türkiye'de hiçbir şey eskisi gibi yürümeyecek. Demokraside ve ekonomide yeni bir atılım döneminin hazırlıklarını yapıyoruz. Çalışan üreten yenilik peşinde olan girişimcilerimiz yeni dönemin en muteber insanları olacak. TÜSİAD'ın milli ve yapıcı rolü oynayacağına inanıyorum.

Başlattığımız ihracat seferberliğinin meyvelerini yavaş yavaş alıyoruz. Rusya pazarındaki gibi talihsizlikler bizi alternatifler üretmeye yöneltmiştir. Şimdi büyüm hızımızı yeniden ihtiyacımız olan seviyelere çıkarmak için yeni önlemler aldık. Teşvik sistemimizi iyileştirdik.

"VALİLERİ GÖREVLENDİRDİM"

Enflasyonla mücadele üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir konudur. İşsizlik oranlarındaki artış son dönemin en üzücü olayı olmuştur. Bir istihdam seferberliği başlatmıştık. Birçok kurum sözler verdi, bu sözlerin takibi için valilerimizi görevlendirdim. Bu sözlerin ne kadar yerine getirildiğini teker teker soracağım.

Özel sektörün finansmana bol kolay ve ucuz erişimini sağlamak en önem verdiğim konulardan biri. Malesef bankacılarımızla anlaşamıyoruz. Faizlerin bu kadar yüksek olduğu ortamda girişimcilerimizi yönlendiremiyoruz. Bu konuda bir ortak aklı devreye alabileceğimizi ümit ediyorum.

Türkiye Varlık Fonu'nu hayata geçirerek büyük projelerimizi destekleyecek fonu hayata geçirdik. Ekonomimiz yatırımlarımız ve projelerimiz için tüm imkanları değerlendirmenin gayreti içerisindeyiz.

AB dediğimiz zaman, AB Türkiye gönlünü kapısını açmış da Türkiye içeriye mi girmemiş? 1963-sene 2017. 54 yıldır bu ülkeyi sürüm sürüm süründüren bir AB var. En son yaşadığımız referandum olayında yaptıklarını gördünüz. Biz kapı kulu değiliz, bir onurumuz var, bununla oynanmasına müsaade edemeyiz. Fransa'nın Dışişleri Bakanı "boşuna çabalıyorsunuz siz almayacaklar dedi, niye dedim nedenini söyledi.

Kapısında bekleten bir muhatabınızla bir yere kadar pazarlık yaparsınız. Ben milletimizin şerefini ayaklar altına aldırtmam, başımızın çaresine bakarız. Avrupa pazarı bizim için ne kadar önemliyse, Türkiye de Avrupa için aynı ölçüde önemlidir.

İŞ ADAMLARINA YERLİ OTOMOBİL ÇAĞRISI

Bundan sonra bizim dünya çapında bilinen markalara ihtiyacımız var. İş adamlarımızın arkasındayız. Yerli otomobil konusunda ulaşamamış olmaktan üzüntü duyuyorum. Kendi pazarımızın büyüklüğü ortadayken böyle bir adım atılmaması düşündürücüdür. TÜSİAD üyelerinden cesaretli adım bekliyorum. Bu salondan bir babayiğit çıkaramıyorsak üzüntü verici.

YENİ İPEK YOLU ÖNEMLİ

Yol ve Kuşak Forumu'nda trilyonlarca doları gördüğüm zaman, bunlar önemli projeler. Dünya güç dengeleri yeniden kuruluyor. Bölgemizdeki hiçbir ülke bunun dışında değil. Türkiye de bu konunun tam merkezinde. 'Başımız ağrımasın' dersek ağrıyacak başımız dahi kalmaz.

MASADA OLMAYAN MENÜDE OLUR

Sahada olacağız. Masada da olmayacaksak kendimizi menüde bulacağımızı bilmeliyiz. Suriye'de bunu görüyoruz. Bizi terör örgütleriyle, ekonomik sıkıntılarla oyalayanların asıl gayesinin bölgede fiili durum oluşturmaya çalıştığını görmemek mümkün mü? Geldiğimiz noktada samimiyetimize karşılık alamadığımızı görüyoruz.

El Bab'da 'ne işiniz var' dediler. Onların derdi başkaydı. Biz 'gideceğiz' dedik. Münbiç'te ABD, Rusya ve Türkiye olarak insani yardım için kuşatma altına alındı. Şimdi de Rakka meselesi. ABD'yle görüştüm. Çok hassaslar. 'Rakka'da terör örgütleriyle birlikte olursanız biz olmayız' dedik.

YENİ 'FIRAT KALKANI' MESAJI

Eğer bu terör örgütleri tehdit oluştururlarsa angajman kurallarından kaynaklanan haklarımızı kullanırız. Bunun için kimseye danışmayız, kaybedecek vaktimiz yok. Ülkemize verilen sözlerin tutulmadığı görülüyor. Fırat Kalkanı ilk adım oldu. Bundan sonra da ihtiyaç ve gerek duyduğumuz her an benzer operasyonlar yürütmekten çekinmeyiz. Suriye'de bizim öz kardeşlerimiz var. Bu bizim için ayrıca beka meselesidir. Burada herkesin Türkiye'nin beka kaygısına saygı göstermesi gerekiyor."

Ekleme Tarihi: 18 May 2017 22:22