Ekonomi Güncelleme Tarihi: 18 Şub 2021 14:36

Kartalların denizle buluştuğu ülkenin Enver Hocası

Adriatik Denizi'nin kıyısında kartalların denizle buluştuğu ülkeyi denizden esen sert rüzgarlara rağmen uzun yıllar boyunca yöneten Enver Hoca kimdir?

Kartalların denizle buluştuğu ülkenin Enver Hocası

Osmanlı İmparatorluğu’ndan yeni bağımsızlığını kazanmış Arnavutluk'ta  1908 yılında doğmuştur.  Babası Halil Hoca Osmanlı’da Kaymakamlık vazifesi yapmıştır. Enver ismini babasının hayranlık duyduğu Enver Paşadan aldığı söylenir. 

Enver Hoca 15 yaşındayken ülkede  önemli bir gelişme olur. 1923 yılında başbakan olan Ahmet Zogu, bir gecede meclisi toplar ve kendini kral ilan eder. Sonrasında ülkenin İtalya tarafından işgal edilmesinin baş sorumlusu olarak ülkeyi terk eder. İtalyan işgali Arnavutluk milliyetçiliğinin yeniden canlanmasına vesile olmuştur.

Bu dönemde Enver Hoca devlet bursu ile Fransa'ya gidiyor.  Aktif bir üniversite hayatı geçiriyor. Orada Komunist görüşlerden etkileniyor. Ablasının eşinin desteği ile Brüksel Arnavutluk konsolosluğunda katiplik yapıyor. Sonraki yıllarda (1936/1937) eğitimine ara verip Arnavutluk'a dönüyor.

Korca kentinde lisede Fransızca öğretmeni oluyor. Bu dönemde Arnavutluk'un farklı şehirlerinde (Korca, Durres, Shkodra, Tiran) kurulan komünist gruplara katılıyor.  Bu gruplardan bazıları İspanya iç savaşına katılmış ve birbirinden bağımsız hareket etmektedirler.

Enver Hoca bu gruplardan Korca'daki protestolarda ön plana çıkıyor ve sonrasında Tiran'a taşınıyor. Burada bir kırtasiye dükkanı açıyor. Kısa zaman sonra dükkanı bir komünist hücresine dönüşüyor. 8 Kasım 1941'de bütün komünist gruplar birleşerek Arnavutluk Komünist Partisini kuruyorlar.

Enver Hoca Korca grubu heyetinden kongreye katılıyor ve partinin genel sekreteri olarak seçiliyor. 

Dönemin siyasi atmosferi şöyle; Kral Arnavutluk'tan kaçmış, İtalyanlar ülkeyi işgal etmiş.  Ülkenin zenginleri hem krala hizmet ederek hem de işgalcilerle işbirliği yaparak halkın nefretini kazanmış.

Yani Arnavut halkı intikam için hazır. Komünist Partisi tam da bu zaman ve zeminde bir lokomotif olarak ortaya çıkıyor. Kralın haksız olarak cezalandırdığı kişiler, ülkenin zenginleri tarafından ezilmiş kişiler, İtalya tarafından cezalandırılan kişiler, İspanya'dan gelen iç savaşa katılmış kişiler, Komünist Partisini desteklemişler ve komitern üyesi olmuşlardır. Parti hızla şehirde gerilla olarak ve kırsalda da partizan olarak İtalyan faşizmine karşı örgütlenmiştir. 

Bu dönemde Arnavutluk Komünist Partisi'nin dışında iki parti daha var, İtalyanlarla işbirliği yapan Balli Partisi (liberal sağ) ve Kralın geri gelmesini isteyen Legalite Partisi.
Arnavutluk 1939'da İtalya, 1942'de Almanya tarafından işgal edilir. 

1942'den sonra Arnavutluk Komünist Partisi kırsalda tamamen örgütlenmesini tamamlıyor. “İşgal bitince hükümet bizim olacak!” diyerek halkı hazırlıyor. Her köy bu çağrıya cevap veriyor, kimisi yiyecek kimisi barınak kimisi de asker veriyor. Bu dönemde komünist parti her şehirde savaş verir. Ne Sovyetlerin ne de Yugoslavya'nın desteği olmadan bu savaş kazanılır.

 29 Kasım 1944'de İşkodra'dan son Nazi kovulur. Arnavutluk Komünist Partisi Karadağ'a kadar ilerler, oradaki komünistlere yardım eder. 1945 ilkbaharında seçimler yapılır ve Arnavutluk Komünist Partisi oyların yüzde 95'ini alır.  Enver Hoca bu seçim sonucunda başbakan ve dışişleri bakanı olur. Bu dönemde Arnavutluk Komünist Partisi Bürosu çok geniş bir katılım ile oluşur. Partide her kesime yer verilir.  Fakat zaman içinde parti daralmıştır. 

Halk Enver Hocayı çok seviyordu, kendisine "Enver Djali" , "Oğlumuz Enver" diyorlardı. 1965 yılına kadar 20 yıllık süre içerisinde Enver Hoca önderliğinde ekonomik, sosyal, siyasal her alanda devrimler yapıldı. 1960 yılında Arnavutluk'ta elektrik her yerde, fabrika her şehirde, denizaltılar her limanda, doktor her köyde, yaz tatili, güven ve gelecek herkese, adalet herkese, arsa, iş, eğitim herkese verilmektedir. 

1953 yılında Stalin’in ölümü sonrası ilk darbe gerçekleşir, Kruşçev Enver Hoca'yı görevden uzaklaştırıp Arnavutluk'u SSCB üyesi yapmak ister. Enver Hoca'nın bu hamleye karşı tutumu çok sert olur, darbe girişiminde bulunan herkes tasfiye edilir, bu tasfiyeden en çok savunma bakanlığı ve ordu nasibini alır. 

Enver Hoca, Sovyetlerin 1956'da Macaristan işgalini bahane ederek biz işgalcilerle aynı grupta olamayız diyerek Varşova Paktından ayrılır. 

1968'e gelindiğinde Enver Hoca SSCB ile tüm ilişkileri kesmiş Çin ile yeni bir sayfa açmıştır.  Teknik, Mekanik vb. yardımcı mesleklerde pek çok Arnavut gencini Pekin'e eğitim için yollamıştır.

Çin'den çok sayıda silah alınmıştır. Bu dönemdeki Vietnam savaşı Çin'in desteği ile kazanılmış burada uygulanan savunma tekniği Arnavutluk genelinde  sığınaklar kurmak suretiyle benimsenmiştir. 

1980 yılına gelindiğinde Çin ile ilişkiler bozulduktan sonra 10 yıllık kriz dönemi başlamıştır.  Bu kriz döneminde ülkeye üstü örtülü bir ambargo uygulanmıştır. Hiçbir ülke Arnavutluk ürünlerini satın almayacak Arnavutluk'a mal satmayacaktır, ta ki amaç Enver Hocanın partisi kendisini yenileyinceye kadar...Bu dönemde Paraguay, Uruguay, Kenya, Kongo gibi ülkelerle ticaret gelişmiştir. Hayati ürünler bu ülkelerden alınmıştır. Bu dönemde ülkeye tek ekonomik destek ilginç bir şekilde İtalyan mafyasından  gelmiştir.

1985 de neredeyse yarım asra yakın bir iktidarın ardından  Enver Hoca ölmüş yerine silah arkadaşı Ramiz Alia geçmiştir. Bir dönem böylelikle kapanmıştır.

Enver Hoca iktidarı boyunca bir yanda Sovyetler diğer yanda Çin, bir yanda Avrupa diğer yanda ABD gibi büyük güçlere rağmen ülkesinin bütünlüğünü korumayı başarabilmiştir.  Ülkesini uluslararası sistemden izole ederek yalnızlaştırarak bunu başarmıştır denilebilir belki ama dış ilişkiler ve dengeler kurulmadan da bu yalnızlığın değerli olmayacağını ve ülkelerin yaşamasının çok zor olacağını bütün dünyaya göstermiştir.

Dr. Hakan ARIDEMİR

Ekleme Tarihi: 18 Şub 2021 14:36