Sağlık Güncelleme Tarihi: 30 Kas 2020 13:12

Mükemmel zindelikten ölümcül hastalığa Covid 19

Almanya'daki koronavirüs COVID-19 hastalarından biri olan 66 yaşındaki Peter Schmidtgen atletik yapıda ve her yönden formdaydı. Yaşı dışında risk grubunda olmayan Schmidtgen ölümle yaşam arasında gidip geldi.

Mükemmel zindelikten ölümcül hastalığa Covid 19

"Mart ayının sonunda hafif baş ağrım vardı. Doktora gittim ama semptomları fazla önemsemedi." Nezle ve öksürük gibi şikayetleri de olduğu için Peter Schmidtgen’e "soğuk algınlığı" tanısı kondu. Ancak semptomlar hafiflemek bir yana, daha da arttı.

Doktor antibiyotik yazdı ama hiçbir işe yaramadı. Schmidtgen, yeniden aile hekimine gitti. Doktor bu kez durumun ciddi olduğuna kanaat getirerek ambulans çağırdı ve hastayı en yakın kliniğe sevketti. Hastanede hemen korona testi yapıldı. Sonuç pozitifti.

"İki gün hastanede yattım. Daha da kötüleştim. Sonra doktorlar beni suni komaya soktu." Takvimler 4 Nisan'ı gösteriyordu.

Hiçbir şey hatırlamıyor

İki ay komada kaldı, akciğerleri iflas etti, trakeostomi uygulanarak nefes borusunda açılan delikle suni olarak nefes alması sağlandı. Ancak Peter Schmidtgen bunların hiçbirini hatırlayamıyor. Kafasında sadece kocaman bir boşluk var; sanki o zaman kesiti hafızasından tümüyle silinmiş gibi.

Uzman doktor Silvia Lindenberg, hastanın "retrograd amnezi“ olarak bilinen durumdan muzdarip olduğunu açıklıyor. Böyle bir durumda, bir hastalık ya da yaralanma öncesi yaşanan olaylar ve öğrenilen bilgiler hafızadan silinebiliyor. Dr. Lindenberg, Haziran ayında Nümbrecht'teki Ren-Vestfalya Erken Rehabilitasyon ve Entübasyon Merkezi'ne sevk edildiğinden beri hastanın tedavisiyle yakından ilgileniyor. Bu tür artçı ve uzun vadeli sonuçların birçok korona hastasında ortaya çıkabileceğini vurguluyor. Nörolog, "Hasta kliniğe nasıl geldiğine ve daha sonra neler olduğuna dair hiçbir şeyi hatırlamıyor. En iyi ihtimalle sadece belli belirsiz bazı anıları mevcut" diyor.

66 yaşındaki Schmidtgen, kliniğe sevk edildikten sonraki semptomlar, hastalığın aşamaları ve o esnada neler hissettiğine dair hiçbir şey söyleyemiyor. Çünkü tüm bu bilgiler âdeta yok oldu.

Hastalık aşamasında neler yaşadığını eşi ve doktorlarının anlattıklarından öğrenmiş: "Ama sanki benden değil de tamamen farklı birinden bahsediyorlardı" diye konuşuyor.

Tam bir kâbus

Schmidtgen, bir Covid-19 hastasının tüm tipik klinik belirtilerini gösteriyordu: "Derin ven trombozunun yanı sıra sağda ve solda çifte akciğer embolisi vardı. Birkaç kez kanamalı beyin enfarktüsü geçirdi." Dr. Lindenberg, rehabilitasyon merkezinde bugüne kadar çok sayıda olumsuz ve umutsuz vakayla karşılaşmış. Ancak Peter Schmidtgen vakası, doktorun şimdiye kadar gördüğü en vahim vakalardan biri.

"Akciğeri çok kötü durumdaydı. Organ artık oksijen alamadığı için işlevini neredeyse tamamen yitirmişti." Sonuçta hasta, bir çeşit yapay akciğer görevi üstlenen "ekstrakorporal membran oksijenizasyonu" yani EKMO’ya bağlandı.

Lindenberg durumu şöyle anlatıyor: "Birkaç felç geçirdi, sol tarafında felç durumu oluştu ve sol kolunu güçlükle hareket ettirebildi." Alman nörolog, tıpkı Schmidtgen gibi Covid-19'un uzun vadeli etkilerinden muzdarip ve şiddetli ağrılar çekenler de dâhil olmak üzere, rehabilitasyon hastalarıyla ilgili uzun yıllara dayanan bir deneyime sahip.

Lindenberg, "Onu birkaç kez götürmek zorunda kaldığımız diğer hastanelerdeki meslektaşlarım, Peter Schmidtgen'in akciğer resimlerinin önünde sessizce oturduklarını ve sadece şaşkına döndüklerini söylediler" diyor ve ekliyor: "Bir süre sonra akciğer dokusu, tümüyle bir yara dokusuna dönüştü. Kimse bu durumda nefes alamaz."

Hayata dönüş

Doktorlar Peter Schmidtgen'i komadan çıkardıklarında hasta yaklaşık 60 kilo ağırlığındaydı, yüzü soluk ve çökmüştü. "Kendimi aynada ilk gördüğümde çok korkmuştum. Aslında her zaman ince yapılıydım ama şimdi aşırı zayıftım." Hastalıktan önce baskülde görünen 77 kilodan geriye yalnızca 60 kilo kalmıştı. İlk başlarda sadece sırtüstü uzanabiliyordu. Başka türlü yatması mümkün değildi.

Schmidtgen ile şu anda farklı terapistler ilgileniyor ve onu ayağa kaldırmaya çalışıyor. Bu son derece zorlu bir çaba ama hastanın olumlu tutumu ve mizahî kişiliği ona yardımcı oluyor. Neyse ki her iki özelliğini de yitirmemişti. "Terapistler günde üç-dört kez bana geliyor. Biraz havuç ve sopa prensibine benziyor, çünkü tembel bir yapım var. Zorlanıyorum ama zahmetsiz rahmet olmuyor. Zira hayata geri dönmek istiyorum."

Schmidtgen, doktorların, terapistlerin ve hemşirelerin yardımıyla küçük adımlarla ilerliyor. Pek çok insan için normal görünen ve hastalıktan sonra mümkün olmayan bazı şeyleri yeniden yapabiliyor. "Örneğin, tek başıma tepeden tırnağa silinip temizlenebiliyorum. Birkaç hafta önce bu mümkün değildi. Temizliğimi yatakta yapıyordum."

Artık kısa mesafeleri yürüyebiliyor. Dr. Lindenberg, hastanın büyük bir ilerleme katettiğini belirtiyor: "Klinikte tedaviye başladığımızda şöyle düşündüm: Tanrım, onu ne yapacağız? Ne kadar iyileştirebileceğiz? Ama o, tüm beklentilerimi aştı. Ne durumda olduğunu şöyle bir düşünüyorum da… Bir buçuk ay önce yataktan dört adım ötedeki balkona bile yürümeyi başaramıyordu."

Doktor, hastasına aylardır yoğun bir şekilde eşlik ediyor ve her küçük ilerlemeden, her başarıdan dolayı büyük sevinç duyuyor.

Hastalık bana bulaşmaz!

Schmidtgen'in daha önce herhangi bir hastalığı yoktu. Yaşının dışında, risk grubunda değildi; aşırı kilo, yüksek tansiyon gibi şikayetleri bulunmuyordu ve düzenli olarak spor yapıyordu. "Her zaman sağlıklıydım, fiziksel olarak aktiftim. Kış tatilimde bol bol bisiklete bindim ve kayak yapmaya gittim. Daima başkaları hastaydı, ama ben sağlıklıydım. Hastalık bana bulaşmaz diye düşündüm hep. Çünkü hastalıklar her zaman benden uzak olmuştu."

Peki, bu hastalık neden onu buldu? Schmidtgen için bu tam bir muamma. Kendini daima tümüyle sağlıklı biri olarak gördü. "Sanırım iyi genlere sahibim. Annem 99 yaşına kadar yaşadı. Hayatı boyunca hep çok zindeydi."

2020'de eşiyle birlikte uzun süredir kurdukları bir hayali gerçekleştirmek istiyordu: Avustralya'da altı hafta kendi başlarına tatil yapmak. Uçuşlar, konaklama yerleri ve kiralık araba rezervasyonları yapıldı. Ancak daha sonra Avustralya, korona salgını nedeniyle ülkeye giriş yasağı getirdi ve tüm uçuşlar iptal edildi.

Bugün Schmidtgen, bu yolculuğa çıkamadıkları için mutlu. "Korona beni, Avustralya taşrasında herhangi bir tıbbi yardımdan yoksun vaziyetteyken yakalayabilirdi."

Sağlıklı olduğu sürece, her zaman her şeye karşı bağışıklı olduğunu düşündü. "Ama şimdi bunun böyle olmadığını anladım. Koronayı ciddiye almayan, böyle bir şeyin asla başlarına gelmeyeceğine inanan tüm bu inkârcıları düşündüğümde, ben bunun her an herkesin başına gelebileceğini kanıtlayan bir örneğim ve Tanrıya şükürler olsun ki hâlâ yaşıyorum. Koronayı hafife alanları anlamakta gerçekten zorluk çekiyorum."

Silvia Lindenberg de kesinlikle aynı görüşte. Aylardır Covid-19'un artçı ve uzun vadeli etkileriyle ilgileniyor. Korona inkârcıları onu korkutmuyor; aksine öfkelendiriyor. "Böyle insanlar keşke bir korona yoğun bakım ünitesinin gerçekte nasıl olduğunu bilse. İnsanların bu salgın ortamıyla sürekli yüz yüze kalmaları bu açıdan faydalı. Çoğu kimse artık bu durumdan sıkılmış olsa bile, tekrar tekrar konunun vahametine dikkat çekmek zorundayız: Korona ciddi bir hastalıktır, hafife alamazsınız!"

Adım adım ilerliyor

Schmidtgen mücadeleci ve güçlü biri. Onun için vazgeçmek diye bir şey yok. Şimdiye kadar yaşamak zorunda olduğu tüm olumsuzluklara rağmen, hayata karşı olumlu bakış açısını sürdürmesi, takdire şâyan. "Daha önce yaptığım pek çok şeyi artık yapamıyorum. Aslında bu benim için bir külfet olmalı, ama ben öyle düşünmüyorum. Başarabileceğime inanıyorum. Günün birinde eski halime döneceğim. Olumlu düşünürseniz, hayat da her zaman olumlu yönde ilerler."

Gudrun Heise

©Deutsche Welle Türkçe

Ekleme Tarihi: 30 Kas 2020 13:12